Kadıköy Bahariye Caddesi üzerinde ilk olarak 1967 yılında kapılarını açan ve Kadıköy’ün en eski sinemalarından biri olan Kadıköy Sineması, 20 Eylül 2018 tarihinden itibaren,oda müziği alanında da hizmet vermeye başladı. İlk yapıldığı şekilde kalan tek salona sahip olan Kadıköy Sineması, yeni yapılanmanın ilk günü Devlet Sanatçısı uluslararası piyanist Gülsin Onay ve oğlu keman sanatçısı Doç. Erkin Onay’ın ‘’Açılış Konseri’’ ile başladı.
Daha önceleri film izlemek için gitmiş olduğum bir sinema salonuna, bu kez klasik müzik konserine gidiyor olmak beni çok heyecanlandırdı. Hatta konserden bir gün önce de giderek salonu ziyaret ettim ve salon ile kulisler hakkında bilgi sahibi olmak istedim. Henüz yapılanma aşamasında olduğu için, sanatçı kulisinde bazı eksikler vardı. Bunun en kısa zamanda giderileceğini öğrendim.
Konser saati yaklaştıkça, sinemanın fuayesi tanıdık simalarla dolmaya başladı. Seyirciler genellikle orta yaş ve üstü kişilerden. Gönül biraz da genç seyirciyi arıyor, çünkü onlar bizim geleceğimiz, onların bu salonları doldurması gerekli ki, geleceğimiz aydınlansın.
Konserden önce sanatçı kulisine giderek, ana-oğul Onay’ları ziyaret ettim. Konserle ilgili bilgisine başvurduğum Devlet Sanatçısı piyanist Gülsin Onay şunları söyledi:
‘’Bir kere, böyle güzel bir ortamın kazandırılması İstanbul ve Türkiye’miz için güzel bir olay. Ayıca bu salon İtalya’da iç mimari ödülü almış. Gerçekten çok enteresan 50 yıllık bir yapı. Akustiği de çok güzel. Bu şekilde oda müziği dizisi başlatılmış olması da çok güzel. Ne güzel, bu gibi mekanların bu şekilde müziğe hizmet vermesi bizleri son derece memnun ediyor. Sinemanın sahibi Funda hanıma, babasından yadigâr olan bu salonu bu şekilde yaşattığı için çok teşekkür ediyorum. Sanatsever bir kişi olarak gerek sergiler gerekse konserlere yer vermesini takdirle karşılıyorum. Onun için de çok mutluyuz, ayrıca, açılışı da bize yaptırdığı için ayrıca mutluyuz.
Ben oğlumla çalarken her zaman mutlu oluyorum. Onunla aramızda bambaşka bir müzik iletişimi oluyor. Ender yapsak da anılarımda en güzellerinden birini oluşturuyor. Güzel programlarla devam edeceğiz. Bu programda yer verdiğimiz Edward Elgar’ın ‘’Keman ve piyano için sonatı’’nı daha önce Kültür Üniversitesi’nde seslendirmiştik, ilk kez bu yakada seslendirme fırsatımız oluyor. Önce Mozart ile başlayacağız, sonra Mendelssohn ‘’Çeşitlemeleri’’ var. Ardından, Erkin Ekrem Zeki Ün’ün ‘’Yudumluk’’ adlı keman için eserini Erkin çalacak. Onun da çok özel bir hatırası var. Bir zamanlar babam Ekrem Zeki Ün’ün öğrenciliğini yapmıştı. Babam kemancıdır, daha sonra Türkiye’ye geldiğinde uzun süre ticaretle uğraştı. Sonradan kemana dönmesi Ekrem Zeki Ün’e borçlu. İşte ona bu notayı, 1973 yılında üzerini imzalayarak vermiş.’’
Onay ikilisi konserlerine başlamadan önce, etkinliğin sanat yönetmeni olan Kemal Küçük sahneye çıkarak konuştu:
‘’Oda müziği ülkemizde son derece gelişen bir dal. Çünkü 6 tane büyük orkestramız, 6 tane de opera orkestramız var, etti 12. Bu orkestralarda kadro bulamayan nice yetenekli genç sanatçılarımız var. Bir araya gelerek etkinlik yapıyorlar, ancak uzun soluklu olamıyorlar. İşte ben de müzik yazarı Kemal Küçük olarak, bu düşünce ile bu salonun bir oda müziği salonu olmasını teklif ettim ve sağ olsunlar, bu salonu ayda 2 kez olmak üzere oda müziğine ayırmayı kabul ettiler. Çok zor bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde, İstanbul yeni bir oda müziği salonuna kavuşmuş oldu.
Ben bu salonu bu proje için kabul etmiş olan, İstanbul’un eski ailelerinden Kocadağ ailesinin temsilcisi Funda hanıma çok teşekkür ediyorum. Burada çok nitelikli oda müziği konserleri yapacağımıza inanıyorum, bir yıllık programımızı da yaptık. Burası bir sinema olduğu ve festival filmleri de oynadığı için süreçleri ayarlamak çok güç, ancak, üçer aylık dilimler halinde bunu halletmeye çalışıyoruz.’’
Daha sonra sahneye gelen işletmeci Funda Kocadağ da şunları söyledi:
‘’Benim bir hayalim vardı, o da buranın bir kültür ve sanat merkezi olması idi. Bunu şimdi teker teker gerçekleştirebiliyoruz, salonlarda festival filmleri oynuyor. Şimdi de harika bir başlangıçla oda müziği etkinliklerine yer veriyoruz. Ben çok memnunum, iyi dinlemeler diliyorum. Bir de bizi sosyal medyada paylaşırsanız çok memnun olurum.’’
Bu konuşmalardan sonra konser başladı. Konserin ilk eseri W.A.Mozart’ın KV 378/317d Keman – piyano sonatı idi. ‘’Allegro moderato, Andantino sostenuto e cantabile, Rondo. Allegro’’ bölümlerinden oluşan, 1781 yılında bestelenen bu güzel eseri, bu güzel mekânda dinlemek gerçekten keyif vericiydi.
Konserin ikinci eseri ise 1841 yılı bestesi olan, solo piyano için Felix Mendelssohn-Bartoldy’nin ‘’Op. 54 Variations sérieuses’’ adlı eserini Devlet Sanatçımızın o güzel yorumu ile dinledik.
Aradan sonra, ikinci yarıda Erkin Onay, 1973 yılında bestecisi tarafından notası dedesine imzalı olarak verilmiş olan Ekrem Zeki Ün’ün solo keman için ‘’Yudumluk’’ adlı eserini yorumladı. ‘’Giriş, Alp Ertunga, Dede Korkut Masal, Suss…. Dinle Rüzgarı ve Oy Giresun’’ adlı bölümlerden oluşan bu güzel parçayı bizlere aynı güzellikte icra etti.Konserin son parçası da İngiliz besteci Sir Edward Elgar’ın keman ve piyano için sonatı idi. ‘’Allegro, Andante ve Allegro, non troppo’’ bölümlerinden oluşan bu güzel sonatı başarı ile yorumladılar. Konser bu şekilde bitti, ancak alkışlar kesilmedi. Bunun üzerine tekrar sahnede bir bis parçası başladı. Sergei Rachmaninov’un, orkestra eserinden, şan düzenlemesine kadar birçok yorumları olan ‘’Op. 34 No.14 Vocalise’’ adlı eseri keman-piyano yorumu olarak dinlemek, salonda olan herkesi çok memnun etti. Alkışlarla sinema-konser salonunu dolduran dinleyiciler mutlu bir şekilde ayrıldılar. Bu şekilde, bazı eksikliklerle de olsa çok güzel bir başlangıç yapan Kadıköy Sinemasının bu girişimi gerçekten övgüye değer.
Kadıköy Sineması’nın işletmesini alan mülk sahibi Funda Kocadağ, sinemaya yeniden canlılık ve hareketlilik kazandırmak için harekete geçerek, sanatın birçok dalında faaliyet göstermesi, sanat ve sanatçıya verilen önemin bir göstergesi. Babasının 1968 ile 1988 yılları arasında sinemanın işletmeciliğini yaptığını dile getiren Funda Kocadağ, 30 yıl aradan sonra yeniden sinemanın işletmeciliğini yapmanın heyecanını yaşıyor. Hazırlanan projeler sayesinde Kadıköy Sineması yeniden sanat yuvası olabilir. Fuaye alanında fotoğraf ve resim sergilerinin yer alacağı, fuaye alanında mini konserler verileceği, film izlemeye ya da sergi gezmeye gelen Kadıköylülerin, iyi kahvenin tadını da çıkaracağı Kadıköy Sinemasının, çok yönlü bir sanatevi amaçlanıyor. Ben de bu güzel temenni ve girişimleri memnuniyetle karşılıyor ve Kadıköy Sinemasına başarılar diliyorum.
İsmail Hakkı Aksu
21 Eylül 2018